Thomas ve Melody
birbirlerine aşık olduklarında, Iva öleli daha iki ay olmuştu.
Melody hemen Chicago'daki Meryll-Johnson'ı aradı ve Avrupa
tatilinden dönmeyeceğini söyledi. Sonra Paris'e gittiler ve Rue
Celine'de bir daire tuttular. Nakliye Ağustos'ta Thomas'ın
Florensa'da kalan diğer eşyalarını getirdi. Iva'nın eşyalarını
ve mobilyalarını Şubat'ta ailesi zaten almıştı.
Kışın Thomas, din
değiştirmeye karar verdi. Melody'nin ailesi onun için East
Hampton'da bir haham buldular ama Thomas, meseleyi ertelemeye
başladı. Artık yeniden yazıyordu ve eğer o anda Iva'yı
düşünmüyorsa, gayet iyi yazıyordu. Bir keresinde kavga
ederlerken Melody'e, ilişkilerinin çok hızlı ilerlediğini
söyledi, Melody de öyleyse biraz yavaşlat, deyip tokatı patlattı.
Thomas, Upper
Eastside'taki Mount Sinai'de sünnet oldu. Narkozun etkisinden çıkıp
uyandığında, Melody'ye bir daha çekip gitmemesini söyledi ve ona
Iva diye hitap etti. Üç ay sonra evlendiler ve New York'a
taşındılar.
Thomas, New York'ta
Iva'nın ölümünden sonrasına kıyasla daha az çalıştı.
Çoğunlukla yatakta yatıp televizyon izliyordu. Ya da Colombus
Deli'de oturuyor, pencereden dışarıyı izliyor ve ağlamamaya
çalışıyordu. Yoldan geçen her iki kadından biri, ona Iva'yı
hatırlatıyordu. Sonra bir gün Iva gelip yanına oturdu. Adı
Andrea'ydı, Iva gibi Dior Dune kokuyordu ve onun gibi Frankfurt'taki
Bettine Lisesi'ne gitmişti. Andrea konuşurlarken bir kere elini
elinin üzerine koydu, bir kere de sessizce uzun uzun bakıştılar.
Buna rağmen ayrılırlarken birbirlerine telefon numaralarını
vermediler.
Melody bir yıl
sonra, ilk aşkı Abe'ye yeniden aşık olduğunu söylediğinde,
Thomas konuşmayı bıraktı. Melody her gün bürosuna gitmeye devam
etti. Thomas'sa daha az yazıyordu ve artık hiç dışarı
çıkmıyordu. Akşamları birlikte televizyonun karşısında
oturuyorlardı ve Thomas bir not defterine alternatif küfürler ve
sevimli takma isimler karalıyordu ve defteri Melody'ye adıyordu.
Bir zaman ikisi de buna dayanamadılar ve Thomas yeniden konuşmaya
başladı. İlk cümlesi ''Ben Almanya'ya dönüyorum.'' oldu.
Ve hikaye şöyle
devam etti: Thomas Frankfurt'ta sokakta yine Andrea'yla karşılaştı
ve bir oğulları oldu. Melody Abe'den hamile kaldı ama Abe'nin
karısının da hamile olduğunu duyunca düşük yaptı. Andrea
küçük Zeev'in sünnet olmasını istemedi ve Thomas'tan ayrıldı.
Thomas, Westend Sinagog'una daha sık gider oldu. Artık hiç
yazmıyordu ve sanki büyük pembe bir toz bulutunun içinde yaşadığı
duygusuna kapılmıştı.
Melody Klapisch
sendromuyla* mücadele ediyordu ama mucizevi bir şekilde iyileşti.
Abe karısını ve çocuğunu terk etti ve üç gece üst üste
Melody'nin penceresinin önünde 'I wanna hold your hand' şarkısını
söyledi. Dördüncü gece Melody onu içeriye alacaktı fakat Abe
ona giderken arabasıyla Doğu Nehri'ne uçtu.
Thomas Sinchat
Thora'daki bir sinagogda Julia'yla tanıştı. Melody gibi Marc
Jacobs kokuyordu ve Bettina Lisesi'ne gitmişti. Birlikte birkaç
güzel ay geçirdiler. Altı yıl sonra Tel Aviv'de bir düğünde
Thomas ve Melody aynı masada oturuyordu. Aynı gece Melody'nin
Hilton'daki odasında seks yaptılar. Ardından Thomas kendisini
banyoya kilitledi çünkü Iva'yı düşünmesi ve ağlaması
gerekiyordu.
Thomas ve Melody şimdi
yine birlikte Rue Celine'de yaşıyorlar. İyiler.
*Bu isimle anılan bir sendrom yok,
yazar daha önce Orta Çağ tarihçisi Christiane Klapisch-Zuber'ın yazılarında
'the cruel mother syndrome' ismiyle kullandığı, kötü ve sevgisiz
bir anne olmaktan duyulan korkuyu yazarın ismiyle birlikte
kullanmış. - ç.n.
(Maxim Biller,1960 Prag doğumlu Alman yazar ve köşe yazarı. Münih'te aldığı gazetecilik eğitiminin ardından, Tempo, Spiegel, Zeit ve son olarak Faces dergilerinde çalıştı. İlk kitabının ardından Süddeutschen gazetesi yazarı, Yahudi edebiyatının Almanya'ya dönüşü olarak niteledi. Romanları ve öyküleri birçok dile çevrilen ve beğenilen yazarın henüz Türkçe'ye çevrilmiş bir kitabı bulunmamakta. Melody isimli kısa öykü 2007'de yayınlanan Liebe Heute (Günümüzde Aşk) kitabından alınmıştır.)
Özgün İsmi: Melody (2007) Çeviri: Anıl Alacaoğlu
Özgün İsmi: Melody (2007) Çeviri: Anıl Alacaoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder